Hakkımızda
Sayın Katılımcılar,
10-12 Haziran 2020 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 4. Ulusal Deniz Bilimleri Konferansına, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü ev sahipliği yapacaktır.
Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde özellikle son yıllarda artan bir ivmeyle deniz bilimleri konusunda önemli araştırmalar yapılmakta ve küresel anlamda başarılara imza atılmaktadır. İkişer yıllık dönemler halinde 2000 yılından itibaren sürdürülen konferansların, 2020 yılındaki ana teması “ Sürdürülebilir Kalkınma için Deniz Bilimleri” olarak belirlenmiştir.
Denizlerimizden sürdürülebilir bir şekilde yararlanma, ilgili insan faaliyetlerinin doğru yönetimi, deniz bilimleri alanında üretilen bilgiye dayalı karar ve yönetim süreçlerinin tartışılması ile güncel ve yeni teknolojilerinin deniz bilimlerinin farklı disiplinleri çerçevesinde ele alınması konferansın temel beklentileridir. Ayrıca, Ulusal Deniz Bilimleri Konferansının çıktıları, ülkemizde deniz bilimlerinin ilerlemesi hakkında yeni işbirliklerinin doğmasına zemin hazırlayacak stratejik altyapıyı da oluşturacaktır.
Bu bağlamda, deniz bilimlerine gönül vermiş, siz sayın bilim insanlarının konferansımıza katkıda bulunacağınıza inanıyor ve vereceğiniz desteklerden dolayı teşekkür ediyorum.
TEMA: Sürdürülebilir Kalkınma için Deniz Bilimleri
Denizel Biyoçeşitlilik
Oturum Başkan Yardımcısı: Dr. Eda Topçu
Uzun bir kıyı şeridi bulunan ve çok farklı karstik yapılara sahip olan Türkiye bir çok deniz ve kıyı mağarasına sahiptir. Ancak bu konudaki bilimsel araştırmalar ve veriler ise oldukça azdır. Deniz Mağaraları biyoçeşitlilikte reservuar türleri barındırır bu nedenle biyoçeşitliliğin korunmasında önemli rol oynarlar. Ayrıca başta süngerler olmak üzere bir çok tür etkin molekül içerir. Amaç, mağara ekosistemlerinin incelenmesi için insan kaynağı yetiştirme, bilgi alışverişinde bulunma ve biyolojik çeşitlilik sözleşmesi gereği karanlık habitatların korunması için (Barselona sözleşmesi) araştırmalara başlanmasıdır. Deniz mağaraları biyoçeşitliliği ve korunması veri birikimi ve bu konudaki eksikliklerin ortaya çıkarılması açısından da önemli bir başlık olacaktır.
Oturum Başkan Yardımcısı:
Türkiye kıyılarında Karadeniz’den Akdeniz’e kadar uzanan geniş bir alanda birçok mağara bulunur. Ne yazık ki, bu mağaraların tam olarak sayıları bile belli değildir. Oysa komşu ülkelerde bir kısmı” Natura 2000 “alanı bir kısmı ise koruma alanı olarak, balıkçılığa kapalıdır. Diğer yandan, adalar ana karalarla bağlantısı olmayanlar alanlardır ve yüksek endemizm nedeniyle başta kuşlar ve sürüngenler olmak üzere birçok korunması gereken türü barındırır. Amaç, Türkiye ada ve adacıklarıyla ilgili bir bilimsel tartışma ortamı açmak ve bu konuda çok disiplinli çalışmalara başlamaktır. Hedef, Ada biyoçeşitliliği, iklim, jeoloji ve jeomorfoloji gibi alanlarda uzmanların bir araya gelerek bu konuda ülkemizin boşluklarını tanımlamak, doldurmak, sinerji oluşturmak ve ortak proje yazımı için işbirliği yapmaktır. Türkiye adalarının bir envanterinin yapılması da gecikmiş çalışmalardandır ve bu konuda bir çalışma grubu kurulması tavsiye edilmektedir.
Oturum Başkan Yardımcısı: Dr. Gökhan Kaboğlu
Biyoçeşitlilik kaybını ve ekosistem gerilemesini durdurmak amacıyla, 2020’ye Biyoçeşitlilik Stratejileri kapsamında, ülkelerin deniz tabanı habitat çeşitlerini ortaya çıkarmak ve deniz tabanın haritalandırılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bilimsel balıkçılık yönetimi, çevresel değişikliğin izlenmesi ve organizmaların dağılımlarına etki eden antropojenik faktörlerin saptanması için çok önemli olan habitat tiplerle ilgili, standart bir terminolojiye göre ve diğer ülkelerle de verilerin karşılaştırmasını sağlayan Avrupa Doğa Bilgi Sistemi (EUNIS)’ne uygun olarak, ülkemiz kıyılarında yapılmış çalışmalar çok yeni başlamıştır. Avrupa’da toplam 257 bentik habitat tipi bulunmakla birlikte, özellikle ülkemizin de dahil olduğu AB aday üye ülkelerindeki veri eksikliği nedeniyle mevcut habitatların % 53’ü hala bilinmemektedir. Bilinen 47 habitat da Akdeniz’de kırmızı listede bulunmakta ancak dağılım alanları ve ne gibi tehditler altında oldukları hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Deniz Strateji Çerçeve Direktifi’nin 11 tanımlayıcısından D6 Deniz Tabanı Bütünlüğü, deniz habitatların sınıflandırılması ve haritalandırılması, diğer tüm tanımlayıcıların mevcut durumunun ortaya çıkarılması ve izlenmesi amaçlarına da hizmet eden temel araştırmaları konu edinmiştir. Koruma bölgelerin izlenmesi ve yönetimi konusunda da çok önemli olan ancak ülkemizde hak ettiği ilgiyi görememiş olan deniz habitatlarının haritalandırılması başlıklı oturum ile konunun öneminin gündeme gelmesine olanak sağlanacağı düşünülmektedir. Pek çok farklı uzmanlık alanına sahip araştırmacıların işbirliği ve yüksek bütçelere ihtiyaç duyulan deniz habitatlarının haritalandırılması konusunun, güçlü işbirliklerin kurulması ve yetkili mercilerin durumun önemini kavramaları için gündemde tutulması gerekmektedir. Ulusal Deniz Bilimleri Konferansı kapsamında “deniz habitatlarının haritalandırılması” başlıklı bir oturumun bulunması ile ülkemiz için çok önemli olan bu yeni araştırma konusu ile istenilen ilginin çekilebileceği ve oluşturulacak olan tartışma platformu ile çok önemli bir temel başlangıç sağlanmaya çalışılacaktır.
Pelajik Ekoloji
İstilacı Türler
Deniz Canlılarında Moleküler Genetik Uygulamaları
Balıkçılık ve Balık Biyolojisi
Ekosistem Değerlendirmeleri ve Baskılar
Atmosfer-Deniz-Sediment Ara Fazı Kimyası
Oturum Başkan Yardımcısı:
Denizlerdeki başlıca jeolojik tehlikeler (deprem, sualtı heyelenı, tsunami, zemin çökmesi, kıyı erozyonu gibi) ve bunlara neden olan jeolojik unsurların (fay, gaz hidrat ayrışması, sığ gaz, çamur volkanı, çamur diyapirleri, gaz bacası etkinliği, deniz seviyesi değişimi gibi) önceden tanımlanması, kestirilmesi ve böylece afet zararlarının azaltılması sürdürülebilir bir ekonomi için önem arzetmektedir. Özellikle deprem, heyelan ve tsunami gibi jeolojik tehlikeler nüfüs yoğunluğunun yüksek olduğu kıyı alanlarındaki can ve mal kaybına ve deniz içerisinde haberleşme kabloları, boru hatları gibi deniztabanı yapılarının tahribarına neden olmaktadır.
Son yıllarda afetlere neden olabilecek jeolojik yapıların haritalanması ve izlenmesi için deniz tabanını ve altını görüntüleme, izleme, örnekleme ve analiz yöntemlerini kapsayan teknolojiler geliştirilmiştir. Kıyı alanlarının çoğunluğunun jeolojik afet riski taşıdığı ülkemizde bu tür teknolojilerin kullanımı ile yerbilimi araştırmaları ülkemizin sürdürülelebilir ekonomisi için büyük önem arzetmektedir. Bu oturumun amacı, denizlerimizde jeolojik tehlike oluşturan yapıların ayrıntılı olarak haritalanması, izlenmesi, önceki olayların kayıtlarının araştırılması ve ilerde oluşabilecek afet olasılıklarının değerlendirilmesi gibi çalışmaların sunulacağı ve tartışılabileceği bilimsel bir platform oluşturmaktır.
Oturum Başkan Yardımcısı: Dr. Öcal Necmioğlu/Doç. Dr. Onur Lenk
Açık veya kapalı denizlerin altında, deprem kaynaklı olabileceği gibi, volkanik patlama, heyelan, göktaşı düşmesi vb. doğa olaylarının deniz tabanında meydana getirdiği yatay ve düşey yönlerdeki kütlesel yer değişimlerinin yarattığı tsunami olgusu, yüzeyde yaratmış olduğu normal olmayan dalgaların fiziksel parametreleriyle ile karakterize edilir. Bununla birlikte anılan parametrelere ilaveten, etken kaynağın şiddeti, deniz tabanı topoğrafyası, etkili olduğu kıyı şeridinin topoğrafik özelliklerine bağlı olarak etkisi değişkenlik gösteren sosyal ve ekonomik kayıpların yaşanmaması kapsamında tedbirlerin alınması önem kazanmaktadır.
Günümüz teknolojisi kapsamında geliştirilen erken uyarı sistemleri, radar tabanlı deniz seviyesi ölçüleri, uydu altimetre gözlemleri, deniz dibi basınç ve benzeri etkenlerin ölçülmesi, kısa süreçlerde şamandıra ve iletişim uydu sistemleriyle bunların analiz merkezlerine aktarılmasındaki gelişmelerin paralelinde, modelleme algoritma ve analiz yöntemlerinde de gelişmeler yaşanmaktadır. Söz konusu gelişmelerin, toplumsal karar destek sistemlerini etkili olarak beslenmesine yönelik bilimsel katkıların gözetilmesi önem arz etmesi nedeniyle, bu anlamdaki çalışmaların yaygınlaştırılması oturumda temel gerekçe olarak kabul edilmektedir.
Deniz Tektoniği/ Denizel Havzaların Jeolojik Evrimi
Paleo-Oşinografi, Paleo-İklim (Geçmiş İklimlerin Denizel Kayıtları) ve Paleo-Sismoloji
Oturum Başkan Yardımcısı: Dr. Bilge Tutak
Okyanus modelleri saatlerden on yıllara kadar zaman ölçekleri üzerinde karar vermek için gereklidir. Bu oturumda denizlerdeki hidroloji ve ekosistem modellerinin sonuçlarının sunulması ve tartışılması amaçlanmıştır. Ülkemiz denizleri için yapılan ve yapılacak olan operasyonel, tahmin, iklim ve okyanus dinamiklerini anlamaya yönelik modellerin paylaşılması beklenmektedir.
Oturum Başkan Yardımcısı: Doç. Dr. Onur Lenk
İçinde bulunulan 21’inci yüzyılda, yer gözlem sistemleri ve araçlarında yaşanılan operasyonel gelişmeler, küresel ve yerel ölçekte trans-disipliner veri toplama ve analiz alanlarında birlikte çalışabilirliği ön plana getirmesi, oşinografik, hidrografik ve denizel çevre araştırma çalışmalarına da çok boyutlu ölçü ve değerlendirme kazanımlarının yansımasına neden olmuştur. Gözlem yöntemleri, modelleme, veri asimilasyonu, veri analiz, kestirim (ML, Sinir ağları vb) yöntem ve algoritmaları, anlamlandırma, sınıflandırma ve olası çözümlere yönelik ilişkisel tahmin yöntemleri sadece yeni öngörülere ışık tutmakla kalmamış, odağında canlı olan çevrenin nitelik ve nicelik yönleriyle daha kapsamlı olarak incelenmesine olanak sağlayan yapıya dönüşmüş ve mevcut düzenlemelerin evrimleşmesine katkı sağlamıştır. Bu oturumda, öngörülen bu olguların somut uygulamalarını hayata geçiren, anlamlı çözümler öneren ve en uygun kestirimleri içeren çalışmalara yer verilmiştir.
Atmosfer-Deniz Etkileşimleri
Oturum Başkan Yardımcısı: Prof. Dr. Levent Bat
Denizel ortamın son yıllardaki en büyük kirleticilerinden biri haline gelen farklı boy sınıflarındaki deniz çöpleri bugün hem deniz çevresinde hem de denizel organizmalar üzerinde olumsuz etkilere sahiptir. Avrupa Birliği tarafından yayınlanan Deniz Stratejisi Çerçeve Direktifi (2008/56/EC) (DSÇD), 2020 yılına kadar Üye Devletlerin “İyi Çevre Durumu” (İÇD) sağlamaları veya sürdürmeleri için gerekli önlemleri içermektedir. İÇD, on bir niteleyici ‘tanımlayıcı’ doğrultusunda deniz bölgesi veya alt bölgesi düzeyinde belirlenmektedir ve bulunan 11 tanımlayıcıdan Tanımlayıcı 10 deniz çöpleri ile ilgilidir. Sahillerde ve deniz tabanında depolanmış ve su yüzeyinde yüzer halde bulunan deniz çöpleri hakkında yapılan çalışmaların artış gösterdiği bu günlerde ülkemiz denizlerindeki mevcut durumu ortaya koyacak çalışmaların paylaşılması önemli olacaktır.
Deniz çöplerinin büyük çoğunluğunu plastik çöpler oluşturmaktadır. Büyük plastik parçaların parçalanma ürünleri olarak ya da mikroskobik boyutta üretilmiş plastikler ve plastik ürünlerin üretimi için öncü olarak kullanılan endüstriyel peletler olarak denizel ortama giren mikroplastikler (<5 mm) araştırılan önemli konular arasında yer almaktadır. Bu parçacıkların denizel ortamdaki varlığı ve denizel ortamdaki canlılar üzerinde oluşturduğu tehdit hakkında yapılan çalışmaların hız kazandığı son yıllarda ülkemiz denizlerinde yapılan çalışmaların da paylaşılması önemlidir.
Bu kapsamda;
• Deniz çöpleri (Sahil çöpleri, Deniz tabanı çöpleri, Yüzen çöpler)
• Denizel ortamdaki mikroplastikler (sahiller, deniz tabanı ve deniz suyu)
• Deniz çöpleri ve mikroplastiklerin canlılara etkileri
Konularında yapılan çalışmaların paylaşıldığı oturumların sempozyum kapsamında değerlendirilmesi yerinde olacaktır.
Oturum Başkan Yardımcısı: Dr. Kadir Mersin
Günümüz uluslararası taşımacılığında artan gemi trafiği denizlerin gemiler tarafından kirletilmesine sebep olmaktadır. Bir seferde büyük miktarlarda yüklerin taşınabilmesi, taşıma maliyetinin diğer taşıma türlerine göre ucuz olması gibi nedenler denizyolu taşımacılığını çok tercih edilen taşıma türü haline getirmiştir. Yoğun deniz trafiğinin yaşandığı denizlerindeki kirlilik, büyük ölçüde gemi ve diğer deniz araçlarından kaynaklanmaktadır. Sintine ve balast suyu ayrıca taşıdıkları tehlikeli maddelerin denize boşaltılması, kaza durumunda denize petrol veya diğer zararlı maddelerin yayılması ve gemi kaynaklı emisyon en önemli kirlilik kaynakları arasındadır. Bu oturumun amacı, son yıllarda dünya genelinde artan deniz taşımacılığının neden olduğu kirliliğin deniz ve kıyı ortamı açısından önemini belirtmek, bunun için gerekli olan ve uygulanmakta olan ulusal ve uluslararası tedbirleri açıklamaktır.
Deniz Teknolojisi ve Mühendisliği
Oturum Başkan Yardımcısı: Prof. Dr. Aslı Kaçar
Endüstri 4.0 Çağında Deniz 4.0 Kapsamında Deniz Biyoteknolojisi gıda, enerji, sağlık, endüstri ve çevre alanlarında geleceğin önemli kaynakları arasında görülerek araştırmalara konu olmaktadır. ″Mavi Biyoteknoloji″ olarak da tanımlanan ″Deniz Biyoteknolojisi″ deniz ekosistemini karasal kaynaklara göre daha zengin bir doğal ilaç kaynağı olarak ele almaktadır. Ayrıca, doğada organik ve inorganik kirleticileri parçalayan mikroorganizmaların bu özelliklerinden yararlanarak, biyoteknolojik yöntemlerle bu özellikleri geliştirilmiş mikrobiyal ürünlere ulaşmak ve bu ürünlerin kirlenmiş alanların iyileştirilmesinde kullanarak daha kısa sürede sonuç almak mümkün olmaktadır. Dünyada deniz biyoteknolojisi alanında düşük çevresel etkiyle yapılan bu ve benzeri uygulamalar, geleneksel ve giderek maliyeti artan denize yönelik faaliyetlerin çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirliğinin gelişmesinde araç olarak görülmektedir. Ülkemizde "Ulusal Deniz Araştırma Stratejisi" kapsamında denizlerde mikro ve makro organizmaların beşeri, ekolojik, tıbbi vb. alanlarda kullanımına uygun ürünlere dönüştürülmesi amacıyla biyoteknolojik AR-GE çalışmalarının oluşturulması/arttırılması maddesi ulusal deniz araştırma programına (UDAP) dahil edilmiştir. Bu alanda çalışma yapan araştırmacıların bu oturumda çalışmalarını sunmak için fırsat oluşturulmuş olacaktır.
Heterotrof bakteriler denizlerde organik maddenin % 90'dan fazlasını kullandıkları için metabolik özellikleri ve çeşitlilik verileri ile ortamın maruz kaldığı kirlilik girdilerine göre çevresel riskleri tanımlayan verileri sunmaktadırlar. Son çalışmalar denizel mikroorganizmaların antropojenik CO2 üretimi ile olan ilişkisini göstererek sucul ekosistemlerde atmosfere geçen CO2 kaynağının yıllık ototrofik ve heterotrofik dengeden kaynaklandığını göstermiştir. Çevresel koşullara bağlı bu süreçler ılıman, tropikal ve kutup bölgelerinin kıyı bölgeleri için farklı şekilde tanımlanmıştır. Ülkemiz denizlerinde prokaryotik bolluk ve metabolizma hakkındaki bilgilerin büyük kısmı son on yılda elde edilmiştir Temel Mikrobiyolojinin prensip ve metotlarını deniz biyolojisi ve biyokimyasını anlamak için uygulayan bağımsız bir disiplin olan deniz bakteriyolojisi deniz alanlarında doğal bakteri popülasyonlarını incelemenin yanında karasal kaynaklı ancak deniz ortamında bulunan bakterilerin varlığını/aktivitelerini, metabolik üretimlerini ve dekompozisyon mekanizmalarını, heterotrofik transformasyon ve remineralizasyonu, sediment, su kolonu ve yüzeyde (0-30 cm) bakteri dağılımlarını ve bunların ekosistem ve ekosistem döngüleri ile ilişkilerini araştırmaktadır. Ayrıca deniz bakteriyolojisi denizlerde bakteriyel çeşitlilik verilerinin araştırıldığı, çeşitlilik verilerinin mikrobiyal ekoloji kapsamında değerlendirildiği, bakteriyel biyofilmlerin oluşma mekanizmaları ve önemleri ile epibiyotik bakteriler ve ekosistem için önemlerini araştıran çalışmaları kapsamaktadır.
Bakteriyolojik kirlilik (rekreasyonel alan kullanımının indikatör bakteriler ile halk sağlığı bakımından değerlendirilmesine yönelik çalışmalar), deniz ortamında kirleticiler ile bakteri ilişkileri; (ağır metal- bakteri, petrol-bakteri, antibiyotik-bakteri gibi) biyolüminesans oluşturan bakteriler, müsilaj oluşumunun bakteriler ile ilişkileri deniz bakteriyolojisi konuları içinde yer alan deniz ekosistemini mikro düzeyde anlamaya yönelik çalışmalardır. Bu alanda ülkemizde yapılan çalışmaların paylaşım fırsatının sunulması önemlidir.
Ayrıca WHO öncülüğünde Natura Dergisi tarafından yapılan iklim değişimi konusunda ‘’mikrobiyologların insanlığa uyarısı çağrısı’’ kapsamında deniz bakteriyolojisi önemli bir başlık oluşturmakta olup bu konudaki çalışmaların yaygın etkisinin arttırılması için Türk Deniz Bilimleri çalışmalarında yer alması kaçınılmazdır.
Oturum Başkan Yardımcısı: Dr. Sevil Deniz Yakan Dündar
Organik kirleticiler doğal su ortamları için önemli bir kirletici grubudur. Bu kirleticiler, sudaki düşük çözünürlükleri sebebiyle, özellikle deniz canlılarında ve sedimentte birikmektedirler. Organik kimyasalların canlılar üzerinde toksik ve kanserojenik etkileri olduğu bilinmektedir. Hidrofobik özellikleri, bu kirleticilerin su fazındaki ölçümlerini zorlaştırmaktadır. Bu amaçla, özellikle son on yılda pasif örnekleyiciler kullanılarak bu zorluklar aşılmaya çalışılmıştır. Organik kirleticilerin büyük bir kısmı Amerikan Çevre Koruma Ajansı’nın (EPA – Environmental Protection Agency) ve Avrupa Birliği’ne ait “Su Çerçeve Direktifi”nin öncelikli kirleticiler listelerinde yer almaktadır. Geleneksel örnekleme yöntemlerinde yüksek miktarlarda su örneklemek gerekmekte veya saptama limitleri nedeniyle analizlerde isabetli sonuçlar elde edilememektedir. Çevre Kalite Standartları (ÇKS) su, sediment ve biyotadaki kirletici veya kirletici gruplarının ekosisteme olumsuz etki yaratmayacak düzeyde konsantrasyonu olarak tanımlanmaktadır. Gerek Avrupa Birliğine ait “Su Çerçeve Direktifi” gerekse T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından “Yerüstü Su Kalitesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” başlığı altında, 10 Ağustos 2016 tarihli 29797 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan kirletici limit değerleri su fazı için belirlenmiştir. Dolayısıyla su kalitesinin belirlenmesi bu kirleticilerinin su fazındaki konsantrasyonlarının belirlenmesine dayanmaktadır. Bu nedenle yüzey sularının kimyasal olarak izlenmesi amacıyla pasif örnekleyicilerin kullanılması, Avrupa Komisyonunun bu amaçla hazırlanan rehber dökümanında ve 2000/60/EU no’lu Su Çerçeve Direktifi’nden (SÇD) sonra yayınlanan 2013/39/EU (Directive, 2013) no’lu alt direktifinde de tavsiye edilmektedir.
Bu oturumda sunulması planlanan sunumlar, organik kirleticilerden, Poli Aromatik Hidrokarbonlar (PAH) ve pestisitlerle ilgili saha, laboratuvar ve modelleme çalışmalarını kapsamaktadır. Sahada ve laboratuvarda yapılan çalışmalar ile pasif örnekleyicilerin performansları değerlendirilecek, modelleme çalışmalarında ise farklı alanlar için benzer model tahminleri, pestisit risk modeli ile incelenecektir.
Yenilenebilir Enerji
Kıyı ve Liman Koruma Sistemleri
Oturum Başkan Yardımcısı:
2014 yılında Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen Deniz Saha Planlaması Direktifi (Maritime Spatial Planning Directive-MSP); Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetimi (ICZM) ilkeleri ile mekansal planlama süreç ve uygulamalarını birleştirmeyi amaçlayan bir araçtır. Bu Direktif ile uluslararası gündeme paralel olarak kıyı ve denizel alanlarının sürdürülebilir gelişmesi, çevre, enerji, ekonomik münhasır bölgeler kapsamında, ulusal teknik ve stratejik tartışmaların bilimsel ortamlarda yapılması gerekliliği doğmuştur. Deniz Saha Planlaması Süreci kapsamında ele alınması gereken kritik yerel, bölgesel ve ulusal - uluslararası bileşenlerin bilimsel bilgiler ışığında tartışıldığı ve politikaların ortaya konduğu bir oturumun yapılmasında yarar vardır.
Oturum Başkan Yardımcısı: Prof. Dr. Ersan Başar
Son yüzyılda hızla değişen ve gelişen dünyamızda yürütülen endüstriyel faaliyetlerin çevreye etkileri küresel boyutlara ulaşmıştır. Sanayileşmenin bir sonucu olarak tetiklenen küresel iklim değişikliği birçok sorunu beraberinde getirmiştir. Mevcut durumda küresel iklim değişikliğinin sonuçları kutup bölgelerinde dramatik bir şekilde gözlemlenmektedir ve erken uyarıcı örneklerden biri olarak değerlendirilmelidir. Sadece Antarktika değil, 2013 yılında Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) beşinci değerlendirme raporuna göre Arktik bölgesi, küresel ölçekteki değerlere göre dünya üzerindeki diğer bölgelere kıyasla iki kat daha hızlı ısınmaktadır. İklim değişikliğini ölçmenin birçok yolu vardır ve en önemli parametrelerden birisi okyanuslardır. Hava sıcaklıkları raporlara göre açıkça artmaktadır. Okyanus sıcaklıklarının son beş yıldaki en sıcak ilk beş listesine girmesi ile ikna edici bir hikâye de ortaya konulmuştur. Okyanusların ısınması kutup bölgelerini, özellikle de deniz buzunu, akıntı sistemini ve ekosistemi etkilemektedir.
Arktik ve Antarktika birbirlerinden coğrafi olarak farklıdır. Kuzey Kutbu okyanus ve kara parçalarıyla çevrilidir. Çok yıllık deniz buzu ile kaplıdır. Öte yandan Antarktika, Güney Okyanusu ile çevrili ve deniz buzuyla kaplı bir kıtadır. Deniz buzu her iki kutupta da okyanus akıntılarının sürdürücü parametresidir. Arktikten başlayan soğuk ve yoğun kutup suyu batarak okyanus dibi boyunca ilerler ve Antarktika'ya ulaşır. Buna karşılık ılık su, orta derinlikte ve yüzeyde ekvatordan kuzeye doğru ilerler. Maalesef son yıllarda okyanusların aşırı ısınması deniz buzu oluşumunu olumsuz yönde etkileyerek okyanus akıntısının önemli bir parametresi olan deniz buzu oluşumunu azaltmıştır. Özellikle Kuzey Kutup Denizi buzu, uydu verilerine göre Temmuz 2019'da rekor oranda düşük bir seviye göstermiştir. İklim değişikliğinden etkilenen parametre sadece deniz buzları ve akıntı sistemleri değildir. İklim değişikliğinin etkilerini ayrıca gözlemlemek için oşinografi ve ekosistem çalışmaları da ele alınmalıdır.
Bu oturum kutup bölgelerinde deniz buzu, akıntı sistemi, oşinografi, ekosistem ve kutup deniz alan örnekleme çalışmalarını içerecektir.
Oturum Başkan Yardımcısı: Dr. Ercan Yüksekyıldız
Dijitalleşmenin yaygınlaşması ve globalleşme denizcilik işletmeleri arasındaki rekabeti arttırmakta ve işletmeleri hizmetlerinde ve imajlarında farklılaştırmaya yöneltmektedir. Artık rekabet iç pazarla birlikte küresel pazarları da ele alacak şekilde genişlemektedir. Bu bağlamda, günümüzde denizcilik işletmelerini ayakta tutacak etkenlerin başında; müşterilerle uzun süreli ilişkiler kurma, hizmet kalitesini ve müşteri memnuniyet oranını arttırma yani sürdürülebilir bir strateji izlemek gelmektedir. Bu oturumun amacı, denizcilik işletmeleri için sürdürülebilir strateji ve politikalara yönelik konuları ele almak ve işletmeler için rekabet üstünlüğü elde etmeye yönelik modeller öne sürmektir.
Oturum Başkan Yardımcısı:
Karadeniz’i, Terkos gölü doğusundan, Baklalı, Dursunköy, Sazlıbosna, Sazlıdere Baraj Havzası ve Küçükçekmece lagünü üzerinden Marmara Denizine bağlayan yapay su kanalının İstanbul Boğazı’na alternatif bir suyolu olarak “Kanal İstanbul Projesi” adı ihale sürecine girmiştir. Söz konusu kanal üzerindeki akış hızına (>2 m/s) göre, Marmara Denizine akacak Karadeniz su miktarının meteorolojik şartlara bağımlı olarak yılda 18-26 km³ olacağı öngörülmektedir. Kanal derinliği dikkate alındığında ise, Marmara alt su tabakasının sadece kanalın güneyde kalan 10 km’lik kesiminde etkili olabileceği ve Karadeniz’e geçemeyeceği değerlendirilmektedir. Türk Boğazlar Sistemine yeni katılacak yapay su kanalının ortalama Karadeniz deniz düzeyinde 5-6 cm azalmaya neden olacağı düşünülmektedir. Ayrıca iklim değişikliği, Tuna nehri güdümündeki Karadeniz akıntı döngülerindeki değişimler, nehirlerin bu iç denize getirdiği toplam suyun giderek azalması ve buharlaşmanın da artması ile Karadeniz ortalama su seviyesindeki azalmanın 15-20 cm’ye ulaşabileceği tartışılmaktadır. Bunu yanında Marmara Denizine gelen kirlilik yükü doğal olarak artacak, zaman içinde Marmara dip suyundaki oksijen tükenecektir. Bu oturumda Kanal İstanbul neticesinde beklenen oşinografik değişimlerin oluşturabileceği her türlü yer ve denizbilim olguları, doğal ve yapay tehlike ve riskler olası çevresel etkileriyle birlikte tartışılacaktır.
Sualtı Arkeolojisi
Deniz ve Kıyı Koruma
Kıyı Mühendisliği
Denizlerimiz ve İklim Değişikliği
KONFERANS ONURSAL BAŞKANI | |
Prof. Dr. Mahmut AK | İstanbul Üniversitesi Rektörü |
DÜZENLEME KURULU | |
Prof. Dr. Fatih Mehmet ADATEPE | İ.Ü. Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Müdürü |
Prof. Dr. Şermin AÇIK ÇINAR | DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü V. Müdürü |
Doç. Dr. Barış SALİHOĞLU | ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü |
Prof. Dr. Cemal DİNÇER | KTÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Müdürü |
Deniz Albay Hakan KUŞLAROĞLU | SHOD Başkanı |
YÜRÜTME KURULU | |
Dr. Öğr. Üyesi Sinan DEMİREL | İ.Ü. Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Müdür Yardımcısı |
Prof. Dr. Nuray ÇAĞLAR | İ.Ü. DBİE Kimyasal Oşinografi Ana Bilim Dalı Başkanı |
Prof. Dr. Dilek EDİGER | İ.Ü. DBİE Fiziksel Oşinografi ve Deniz Biyolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı |
Prof. Dr. Şaban Bedri ALPAR | İ.Ü. DBİE Deniz Jeolojisi ve Jeofiziği Ana Bilim Dalı Başkanı |
Prof. Dr. Cem GAZİOĞLU | İ.Ü. DBİE Denizel Çevre Ana Bilim Dalı Başkanı |
Doç. Dr. Erdal ARLI | İ.Ü. DBİE Deniz İşletmeciliği Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi |
YÜRÜTME KURULU SEKRETARYASI | |
Doç. Dr. Hüsne ALTIOK | İ.Ü. Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Müdür Yardımcısı |
Doç. Dr. Hülya CANER | İ.Ü. Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü |
Dr. Öğr. Üyesi Sibel ZEKİ | İ.Ü. Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü |
Dr. Öğr. Üyesi Fuat DURSUN | İ.Ü. Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü |
Dr. Öğr. Üyesi Esra Billur BALCIOĞLU | İ.Ü. Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü |
Arş. Gör. Sencer BALTAOĞLU | İ.Ü. Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü |
Arş. Gör. Nagihan KORKMAZ | İ.Ü. Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü |
Arş. Gör. Duygu ÜLKER | İ.Ü. Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü |
Arş. Gör. Tuğçe Nagihan ARSLAN KAYA | İ.Ü. Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü |
Arş. Gör. Mehmet Emre ÇETİNTAŞOĞLU | İ.Ü. Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü |
Arş. Gör. Yaprak GÜRKAN | İ.Ü. Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü |
Arş. Gör. İrşad BAYIRHAN | İ.Ü. Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü |
İLETİŞİM | |
Dr. Öğr. Üyesi Fuat DURSUN | İ.Ü. Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü |
Dr. Öğr. Üyesi Sibel ZEKİ | İ.Ü. Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü |
EDİTÖRLER | |
Prof. Dr. Selma ÜNLÜ | İ.Ü. Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü |
Doç. Dr. Elmas KIRCI ELMAS | İ.Ü. Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü |
Doç. Dr. Nazlı DEMİREL | İ.Ü. Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü |
BİLİM ve DANIŞMA KURULU | |
Doç. Dr. Ertuğrul AĞIRBAŞ | Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi |
Doç. Dr. Barış AKÇALI | Dokuz Eylül Üniversitesi |
Prof. Dr. Ali AKSU | Memorial Üniversitesi |
Doç. Dr. Abdullah AKSU | İstanbul Üniversitesi |
Prof. Dr. Meriç ALBAY | İstanbul Üniversitesi |
Doç. Dr. Nigar ALKAN | Karadeniz Teknik Üniversitesi |
Prof. Dr. Şaban Bedri ALPAR | İstanbul Üniversitesi |
Doç. Dr. Hüsne ALTIOK | İstanbul Üniversitesi |
Prof. Dr. Gülşen ALTUĞ | İstanbul Üniversitesi |
Prof. Dr. Reşat APAK | İstanbul Üniversitesi |
Doç. Dr. Erdal ARLI | İstanbul Üniversitesi |
Amiral Metin ATAÇ | Piri Reis Üniversitesi |
Prof. Dr. Celal ATEŞ | Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi |
Dr. Selma AYAZ | TÜBİTAK MAM |
Doç. Dr. Ülgen AYTAN | Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi |
Prof. Dr. Lale BALAS | Gazi Üniversitesi |
Dr. Öğr. Üyesi Esra Billur BALCIOĞLU | İstanbul Üniversitesi |
Prof. Dr. İsmet BALIK | Akdeniz Üniversitesi |
Doç. Dr. Füsun BALIK ŞANLI | Yıldız Teknik Üniversitesi |
Prof. Dr. Hüsamettin BALKIS | İstanbul Üniversitesi |
Prof. Dr. Levent BAT | Sinop Üniversitesi |
Doç. Dr. Çolpan Polat BEKEN | TÜBİTAK MAM |
Prof. Dr. Şengül BEŞİKTEPE | Dokuz Eylül Üniversitesi |
Prof. Dr. Şükrü BEŞİKTEPE | Dokuz Eylül Üniversitesi |
Prof. Dr. Nihayet BİZSEL | Dokuz Eylül Üniversitesi |
Prof. Dr. Mehmet Nuri BODUR | Hakkâri Üniversitesi |
Prof. Dr. Muhammet BORAN | Karadeniz Teknik Üniversitesi |
Prof. Dr. İdris BOSTAN | İstanbul Üniversitesi |
Prof. Dr. Selmin BURAK | İstanbul Üniversitesi |
Doç. Dr. Hülya CANER | İstanbul Üniversitesi |
Prof. Dr. Güldem CERİT | Dokuz Eylül Üniversitesi |
Prof. Dr. M. Namık ÇAĞATAY | İstanbul Teknik Üniversitesi (Emekli) |
Prof. Dr. Nuray ÇAĞLAR | İstanbul Üniversitesi |
Dr. Öğr. Üyesi Oktay ÇETİN | Piri Reis Üniversitesi |
Prof. Dr. Melih Ertan ÇINAR | Ege Üniversitesi |
Prof. Dr. Günay ÇİFÇİ | Dokuz Eylül Üniversitesi |
Prof. Dr. H. Nüzhet DALFES | İstanbul Teknik Üniversitesi |
Prof. Dr. Emin DEMİRBAĞ | İstanbul Teknik Üniversitesi |
Doç. Dr. Nazlı DEMİREL | İstanbul Üniversitesi |
Dr. Öğr. Üyesi Sinan DEMİREL | İstanbul Üniversitesi |
Prof. Dr. Cengiz DENİZ | İstanbul Teknik Üniversitesi |
Prof. Dr. Cengiz DEVAL | Akdeniz Üniversitesi |
Prof. Dr. Derman DONDURUR | Dokuz Eylül Üniversitesi |
Prof. Dr. Muhammet DUMAN | Dokuz Eylül Üniversitesi |
Dr. Öğr. Üyesi Fuat DURSUN | İstanbul Üniversitesi |
Prof. Dr. Ertuğ DÜZGÜNEŞ | Karadeniz Teknik Üniversitesi |
Prof. Dr. Dilek EDİGER | İstanbul Üniversitesi |
Dr. Vedat EDİGER | TÜBİTAK MAM |
Dr. Murat ELGE | SHOD |
Prof. Dr. Mustafa ERGİN | Ankara Üniversitesi (Emekli) |
Prof. Dr. A. Evren ERGİNAL | Çanakkale 18 Mart Üniversitesi |
Prof. Dr. Kürşad Kadir ERİŞ | İstanbul Teknik Üniversitesi |
Doç. Dr. Coşkun ERUZ | Karadeniz Teknik Üniversitesi |
Prof. Dr. Ali Muzaffer FEYZİOĞLU | Karadeniz Teknik Üniversitesi |
Prof. Dr. Cem GAZİOĞLU | İstanbul Üniversitesi |
Doç. Dr. Lütfi Tolga GÖNÜL | Dokuz Eylül Üniversitesi |
Prof. Dr. Ali Cemal GÜCÜ | Orta Doğu Teknik Üniversitesi |
Doç. Dr. Harun GÜÇLÜSOY | Dokuz Eylül Üniversitesi |
Doç. Dr. Murat GÜNDÜZ | Dokuz Eylül Üniversitesi |
Dr. Öğr. Olgaç GÜVEN | Akdeniz Üniversitesi |
Dr. Sinan HÜSREVOĞLU | Orta Doğu Teknik Üniversitesi |
Doç. Dr. Mehmet ILICAK | İstanbul Teknik Üniversitesi |
Prof. Dr. Melek İŞİNİBİLİR | İstanbul Üniversitesi |
Prof. Dr. Ali İŞMEN | Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi |
Doç. Dr. Gökhan KARA | İstanbul-Cerrahpaşa Üniversitesi |
Prof. Dr. Fatma Telli KARAKOÇ | Karadeniz Teknik Üniversitesi |
Prof. Dr. Saadet KARAKULAK | İstanbul Üniversitesi |
Prof. Dr. Şinasi KAYA | İstanbul Teknik Üniversitesi |
Doç. Dr. Elmas KIRCI ELMAS | İstanbul Üniversitesi |
Prof. Dr. Ahmet E. KİDEYŞ | Orta Doğu Teknik Üniversitesi |
Dr. Öğr. Fatma Yasemin KOCA | Kocaeli Üniversitesi |
Prof. Dr. Ufuk KOCABAŞ | İstanbul Üniversitesi |
Prof. Dr. Ferah KOÇAK | Dokuz Eylül Üniversitesi |
Prof. Dr. Hülya KURT | İstanbul Teknik Üniversitesi |
Doç. Dr. Güley KURT | Sinop Üniversitesi |
Prof. Dr. Filiz KÜÇÜKSEZGİN | Dokuz Eylül Üniversitesi |
Doç. Dr. Onur LENK | İstanbul Üniversitesi |
Prof. Dr. Erhan MUTLU | Akdeniz Üniversitesi |
Prof. Dr. Oya OKAY | İstanbul Teknik Üniversitesi |
Doç. Dr. Seda OKAY | Dokuz Eylül Üniversitesi |
Prof. Dr. Mahmut OKYAR | Süleyman Demirel Üniversitesi |
Dr. Öğr. Üyesi Demet ONGAN RABBA | İstanbul Üniversitesi |
Prof. Dr. Rahmi Deniz ÖZBAY | Marmara Üniversitesi |
Prof. Dr. Hüseyin ÖZBİLGİN | Mersin Üniversitesi |
Doç. Dr. A. Harun ÖZDAŞ | Dokuz Eylül Üniversitesi |
Prof. Dr. Neslihan ÖZDELİCE | İstanbul Üniversitesi |
Prof. Dr. Erdeniz ÖZEL | Dokuz Eylül Üniversitesi |
Prof. Dr. Emin ÖZSOY | Orta Doğu Teknik Üniversitesi |
Doç. Dr. Burcu ÖZSOY | İstanbul Teknik Üniversitesi |
Prof. Dr. Bayram ÖZTÜRK | İstanbul Üniversitesi |
Prof. Dr. İdil PAZI | Dokuz Eylül Üniversitesi |
Prof. Dr. Erol SARI | İstanbul Üniversitesi |
Prof. Dr. Cemal SAYDAM | Hacettepe Üniversitesi |
Prof. Dr. Erdem SAYIN | Dokuz Eylül Üniversitesi |
Prof. Dr. Elif SERTER | İstanbul Teknik Üniversitesi |
Dr. Öğr. Üyesi Mürşide SUR | İstanbul Üniversitesi |
Prof. Dr. Dursun Zafer ŞEKER | İstanbul Teknik Üniversitesi |
Prof. Dr. Seyfettin TAŞ | İstanbul Üniversitesi |
Prof. Dr. Ergun TAŞKIN | Celal Bayar Üniversitesi |
Doç. Dr. Ömer S. TAŞKIN | İstanbul Üniversitesi |
Dr. Öğr. Üyesi Devrim TEZCAN | Orta Doğu Teknik Üniversitesi |
Dr. Öğr. Üyesi Mümtaz TIRAŞIN | Dokuz Eylül Üniversitesi |
Dr. Leyla TOLUN | TÜBİTAK MAM |
Prof. Dr. Zafer TOSUNOĞLU | Ege Üniversitesi |
Prof. Dr. Süleyman TUĞRUL | Orta Doğu Teknik Üniversitesi |
Dr. Öğr. Üyesi Bilge TUTAK | İstanbul Teknik Üniversitesi |
Prof. Dr. Muhammet TÜRKOĞLU | Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi |
Prof. Dr. Ayşenur TÜTÜNCÜ | İstanbul Üniversitesi |
Prof. Dr. Zahit UYSAL | Orta Doğu Teknik Üniversitesi |
Prof. Dr. V. Selma ÜNLÜ | İstanbul Üniversitesi |
Dr. Öğr. Üyesi Aydın ÜNLÜOĞLU | Dokuz Eylül Üniversitesi |
Doç. Dr. Metin ÜNVER | İstanbul Üniversitesi |
Doç. Dr. Denizhan VARDAR | İstanbul Üniversitesi |
Doç. Dr. Oral YAĞCI | İstanbul Teknik Üniversitesi |
Prof. Dr. Ahmet C. YALÇINER | Orta Doğu Teknik Üniversitesi |
Prof. Dr. Cenk YALTIRAK | İstanbul Teknik Üniversitesi |
Prof. Dr. Doğan YAŞAR | Dokuz Eylül Üniversitesi |
Prof. Dr. Ayşen YILMAZ | Orta Doğu Teknik Üniversitesi (emekli) |
Doç. Dr. İ. Noyan YILMAZ | İstanbul Üniversitesi |
Prof. Dr. Türkan YURDUN | Marmara Üniversitesi |
Doç. Dr. Mustafa YÜCEL | Orta Doğu Teknik Üniversitesi |
Doç. Dr. Ahsen YÜKSEK | İstanbul Üniversitesi |
Dr. Öğr. Üyesi Sibel ZEKİ | İstanbul Üniversitesi |